Seyahat Arşivim

Ücretsiz seyahatler. Gezilebilecek ve huzur verici konumlar. Kamp ve Piknik alanları.

Random Posts

LightBlog

Breaking

21 Ağustos 2015 Cuma

Başlık Bulamadım -IV-


Hala Mersin’e nasıl geldim yazılarını bitiremedim:/
Öncesinde çok şey birikmiş demek, bana da iyi oluyor kimseler okumasa bile içimi döküp, sonrasında da neler olmuş bitmiş diye bakabiliyorum.
Mersin’deyim, dışarısı pek sıcak, camı açamıyorum yandaki Arap komşularımız sanırım ramazan ve kadir gecesi münasebetiyle iki gündür bahçelerinde odun ateşi ile kazan kazan yemek yapıyorlar. – Allah kabul etsin- ne diyelim.
Duman var diye işte cam kapı kapalı, klima da uzun süre çalıştığında iyi gelmiyor bana. Zira etrafa verdiği zararı da düşündüğümden uzun uzun çalıştıramıyorum. Zaten bir hafta öncesine kadar direndim ve kıştan bu yana hiç çalıştırmadım.- kendimle gurur duyuyordum- ama şimdilerde fazla sıcak ara sıra beşer dakikalık açmak zorunda kalıyorum.
Günleri ileri doğru sayarken şimdilerde geçmesin istiyorum. Eylüle çok az kaldı ve ben nefes aldığım her an eğer tezim için çalışmıyorsam bir rahatsızlık hissediyorum içimde. O yüzden yaptığım hiç bir şeyden tat alamıyorum. Çalışmam lazım, Çalışmam lazım modundayım L Artık gerçekten kurtulmak istiyorum, bitsin istiyorum ama iyi bir şey çıkmaz ise ortaya geçirmezler ki savunmadan :/ zaten geçemezsem artık okuldan atılcam tabii bir de o var.
Ama suç bende bu kadar uzatarak iyi bir şey yapmadım. Demek ki neymiş? Böyle şeyler bana göre değilmiş. Anlamış olduk daha da doktoraymış, ay bu bölüm çok güzel yüksek lisans yapayımmış gibi şeylere veda.. Benden olmazmış onu anladık. Verdiği stres de cabası; yıllardır sırtımda bir yük gibi, ödediğim harçlar var bi de tabii..
Mesela şu an tez için çalışıyor olmam gerekiyordu, çalışıyordum da ama birden sıkıldım ve yazı yazmaya başladım. Buraya tıkır tıkır yazarken oraya öyle yazamıyorum işte. Çünkü bir arkadaşım yazdığın her şeye kaynak göstermen gerek demişti.

Burdan konuyu hemen bir önceki yazının bitiş noktasına getirerek hikayeme devam edebilirim sanırım; Beni belediyeden zabıtaya çağırmışlardı. Olay şuymuş; bizim orda bir Roman mahallesi var; bizim ora dediğim de Tekirdağ- merkez ilçe yeni adıyla Süleymanpaşa ilçesi, mahallenin adı da Aydoğdu mahallesi. Romanların ağrılıklı yaşadığı bu mahallede çadırda yaşayanlar da var. Mahalleliden belediyeye çokça şikayet dilekçesi gelmiş; bu çadırlarda yaşayanlar mahallede huzuru bozuyor diye. Zabıta müdürü ve Belediye Başkan yardımcısı da kaymakamlıkta bu konu görüşülecekmiş, oraya toplantıya gideceklermiş ama başkan yardımcısının işi çıkmış bana sen git dediler. Harika çok sevindim en azından Romanlarla ilgili konularda bana bir şeyler yapma hakkı verecekler dedim. Kaymakamın haftalık yaptığı toplantılar bunlar. Bütün ilçe müdürleri orada, emniyet, jandarma, belediyeden biz… her hafta gündem değişiyor ama bu haftaki önemli konulardan biri de bu, çadırda yaşayan Romanlar..

Daha önce defalarca çadırları yıkılmış ama oraya gene yerleşmişler, hiç biri mülk sahibi değilmiş ama mülk sahipleri korkudan bir şey de yapamıyorlarmış. Mahalleli de etrafın pis olmasından, çıkan kavgalardan, huzursuzluk ve güven sorunu gibi şeylerden şikayetçi... Sanırım ben orada olmasaydım o toplantıdan gene hadi gidin yıkın çadırları kararı çıkacaktı. Kendimi övmek için söylemiyorum ama bayağı bir direndim o insanlara karşı; hem kaymakamın, hem jandarmanın, emniyetin .. hepsinin tavrı o kadar fenaydı ki berbat hissettim, kafa tuttum, başka türlü halledilmesi gerektiğini anlatmaya çalıştım durdum.  Biraz da sizi tüm ülkeye rezil ederim gibisinden üstü kapalı tehdit etmiş olabilirim. Bir ara jandarma ya da emniyetten gelen kişinin "hepsini Hitler gibi yakacaksın" lafı  beni bitirmiş olsa da olabildiğince sakin kalmaya çalıştım. Bir de kaymakamla laf dalaşım var ki onun söyledikleri de beni pek yordu. Ben çok mutsuz ve üzülmüş halde çıktım toplantıdan ve umutsuzdum sürece dair. Çünkü dediler ki Belediye gitsin yıksın biz sadece güvenlik amaçlı emniyet desteği sağlarız.

Ama sonra şaşırtıcı bir şey oldu, dediklerimi dinlemişler meğersem, Kaymakam valiye gitmiş vali sosyal yardımlaşma vakfına talimat vermiş, vakıftan sosyal hizmet uzmanları mahalleye gidip tek tek çadırlarda yaşayanlarla görüşmüşler, naparlar ne ederler, kaç çadır var, ne işle geçinirler gibi veri toplamışlar ve 35 çadır tespit etmişler.
Sonra belediye ve bahsettiğim diğer kurumlarla ortaklaşa saha ziyaretleri yapıldı, bu insanlara kiralık evler bulmaları ve kiralarının bir yıl süreyle vakıf tarafından ödeneceği, onlar eve taşındıktan sonra çadırlarının yıkılacağı ve ayrıca işi olmayanlara da iş-kur yardımıyla iş bulunacağı sözü verildi. 
Ev bulmaları pek kolay olmadı, kendi mahallelerinde bile kimse onlara ev vermek istemedi, süre uzadı da uzadı ama teker teker taşınmalar oldukça çadırlar kaldırıldı hatta belki çadırdan çıkan malzemeleri hurdacıya satmak isterlerse diye bir süre orada bırakıldı. İş yardımı için de görüşmeler yapıldı. En azından bir süreliğine mağdur olmalarını engelledik diye umuyorum. Tabii ki bu durumun sürdürülebilir olması için başka projeler ve politikalar ile desteklenmesi gerekirdi ki onu yaptıklarını zannetmiyorum, zira bir süre sonra ben Tekirdağ'dan ayrıldım...

12 temmuz Pazar 2015

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder