Seyahat Arşivim

Ücretsiz seyahatler. Gezilebilecek ve huzur verici konumlar. Kamp ve Piknik alanları.

Random Posts

LightBlog

Breaking

20 Mart 2012 Salı

Eşyalara bağımlı yaşamak -2-







İnsan her gün yeni bir şeyler öğreniyor hayattan, insanlardan, ben de öğreniyorum tabii ki.

Daha önceki yıllarımı hatırlıyorum da ıvır zıvır ne varsa toplardım, hepsine bir anlam yükleme hali, saklama , anılar,, sinema biletleri, müze giriş kartlar, konser posterleri, AIESEC kongrelerinden stickerlar vs vs. Bu liste bayağı uzar gider böyle.. Sanırım sonra zaman zaman bu topladığım şeylerin olduğu kutuları açma huyu edindim. Nasıl edindim hatırlamıyorum ama iyi ki edinmişim. Çünkü böyle yaptıkça fark ettim ki zaman geçince bazı şeyler değerini yitiriyor ve onlardan kurtulabiliyorsun. Böylece her seferinde biraz daha azalıyor o esya yığını, tabi o geçen süre içinde yenileri de eklenmiş olabiliyorJ

O kadar çabalamama rağmen mesela şu an odamda bir şifonyer yaklaşık 4 çekmece dolusu ve 3-4 kasa da eşyacıklar var..daha geçenler de ayıkladım azalttım yani taşındığımızda yerleşirken , sonra içlerinden bir dolu şeyi hediye verdim ama olmuyor azalmıyor , hepsinden aynı anda vazgeçemiyorsun işte!!
Anneme kalsa her an odamdaki her şeyi yandaki araziye doldurup ateşe verebilir, bir gün yapacak diye çok korkuyorum:/



Bir diğer takıntım ya da ilgi alanı desek daha doğru bence eski şeyler; antikalar, eski arabalar, eski evler, eski model kıyafetler, dönem dizilerinden fırlamış gibi giyinmek:P En büyük hayalimin tarihi bir evde yaşamak olduğunu söylemiş miydim? Hal böyle olunca şimdiye kadar topladığım bir çok şeyim var; anneannemin evinden alınmış testiler, babaannemden her seferinde birer birer aldığım sürahiler, kaplar, çeyiz sandığından yürüttüklerim, pazarlardan bulduklarım, başkalarından aldıklarım diye uzayan bir liste… Şimdi şu an için kendi evimde yaşamadığımdan dekorasyonda kullanamıyorum bu eşyaların hepsini, o yüzden bir kısmı saklı orda burada evin içinde bir kısmı da odamda durmakta. Bu da odamdaki eşyalarımın fazla olmasını biraz daha açıklıyorJ
Yine de bahane değil ben eşyalara hala bağımlı yaşayan biriyim ama napiyim ileride ikinci el eşyalar satan bir dükkanım olsun istiyorum, bir kenarı da kafe gibi olsun istiyorum, kitaplar da olsun , insanlar gelip kitap okusunlar, hatta “mesajınız var” filmindeki meg ryan gibi haftanın bir günü çocuklar gelsin onlara masallar okuyalım istiyorum..Mutfakta kekler pişireyim; tarçın ve kahve kokusu daim olsun istiyorum…Ne çok şey istiyorum değil mi?

Neyse ben konuma dönüyorum tekrar, hayaller bir süre beklemek zorunda.
.
İşte bugüne kadar bir şeyler öğrendim bu konuda demiştim bir önceki yazımda, ilerlemeler de kaydettim aslında. Sonradan fark ettim ,bu konu üzerinde kafa yorunca , mesela stevie’den bir şeyler öğrenmişim , kaptan bir arkadaşım var ondan da , sonra bruno’dan da öğrendim bir şeyler.. Kaptan demişti ki , gemiye giderken eski olan kıyafetlerimi alıyorum sonra dönerken onları getirmiyorum, sonradan bir şeyler çıkardım bundan ama sirkülasyon gerekli kesinlikle ve ben bunu yapmazdım.. Şimdi ben de benzer şeyler yapıyorum, mesela afrika’ya giderken valizimi öyle bir hazırladım ki dönüşte bunların hiçbirini getirmicem dedim kendi kendime..
İtiraf ediyorum kıyamadığım bir iki parça olsa da çoğunu oradaki çocuklar için bıraktık..

Stevie, 2010 yazında İstanbul’daki  dünya gençlik kongresindeki ailemin en değerli üyelerinden biri benim için; kongre sonrası İzmir’de bizde kaldığı için daha çok paylaşımımız oldu belki de ondan daha değerli diğerlerinden, o da sık sık seyahat eden biri ve fark ettim ki az eşya ile rahatça seyahat edebilmek için hep eşyalarını orda burada hediye etti birilerine, mesela elbisesini kardeşime verdi, bir tişörtünü bizde bıraktı, okuyup bitirdiği kitabı otobüste yanında oturan kıza hediye etmiş..

Az eşya ile seyahat edebilmeyi öğrenmek benim de hedeflerimden biri şu anda. Aslında öğrenmek için bolca seyahat etmeliyim ama ne mümkün:/ Yine de deniyorum ve denemeye devam edicem, öyle şu lazım olur, bu lazım olur diye çantalara her şeyi tıkıştırmamak lazım değil mi? Küçükken hatırlıyorum da, bir iki günlüğüne anneannemlere köye giderken bile, neler neler alırdım yanıma, canım sıkılır diye, lazım olur diye neler hazırlardım :))

Bruno’yu çok kıskandım aslında, ben de onun gibi yollarda olmayı çok isterdim ve bir bisikletin etrafına tutturduğu eşyalarla yaşıyor 6 aydır. O da Stevie gibi bir şeylerini paylaşıp bırakıp azaltıyor; pek kullanmadığı ya da artık kullanmayacağı şeylerini bırakıyor ya da yenilerini ekliyor. Mesela biz ona bir dolu şey verdik ihtiyacı olan şeyler o da bize bir şeyler bıraktı..Ne demişler “hayat paylaşınca güzelJ”

Hani bir site vardı insanlar artık ihtiyacı olmayan eşyalarını ihtiyacı olan şeylerle değiştiriyorlar, parasız, eski zamanlardaki gibi takas yöntemi, ne güzel! Sitenin adını bilen var mı?

Daha çok paylaşıp daha az tüketmeliyiz o zaman daha güzel olmaz mıydı?

20 mart 2012

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder