Seyahat Arşivim

Ücretsiz seyahatler. Gezilebilecek ve huzur verici konumlar. Kamp ve Piknik alanları.

Random Posts

LightBlog

Breaking

22 Ocak 2014 Çarşamba

Romanya -3-

Bayram sabahı; kurban bayramının birinci  günü. Benim bayram sabahları ailemden ve  ülkemden uzakta olmuşluğum var ama sanırım kızancıklarım için daha duygusal bir ortam. - kızancıklarım diyorum ama umarım bana kızmazlar, hepsi benden yaşça da küçük olduğundan öyle kullandım.- 

 Sabah bir uyandık Semih ve Kerim ortada yoklar, çoktan kalkıp gitmişler.Cami bulup bayram namazı kılmak gibi bir niyetleri vardı ama başarılı oldular mı olmadılar mı hatırlamıyorum. Zaten akşam 18:30 daki "free walking tour" a kadar onlarla bir araya gelemiyoruz. Neyse biz dedik hep beraber bir kahvaltı edelim. Elimizdeki imkanlarla olabildiğince güzel bir bayram kahvaltısı olsun:) Güzelce karnımızı doyurup yollara düşelim. Gezilecek görülecek yerler , keşfedilecek bir şehir var. Kızancıklarıma elimi öptürüyorum bayramlaşıyoruz:P Sonra hep beraber masayı hazırlayalım diyoruz. Kaldığımız hostelde mutfağı kullanabiliyoruz; isteyen kendine istediğini hazırlayabilir , araç gereç var tabi, herkes kendi malzemesini alıp yapıyor bu işi. Biz de dünden birşeyler almıştık. Çay özlemi yaşamayalım diye ben de marketten sallama çay aldıydım. Çaydanlığımız yok ama bir şekilde onu demleme çay kıvamında yapıyoruz. Ali ve Hümeyra'yı yakınlarda pastanemsi bir şeyler bulurlar umuduyla dışarı gönderdik ama geri gelmeleri bir saatten fazla sürdü. Çok aramışlar hostelden de oldukça uzaklaşmışlar ama sonunda başarmışlar.Ellerinde böreklerle geri döndüler.


   
                          
Bu fotoğraf kahvaltımızdan;)

Hep beraber kahvaltı edip yola koyulduk, hostel merkeze yakın, yürüyerek gidilebiliriz hem de yürüken etrafı da görürüz dedik.  - hostel hostel dedik linkini de verelim: http://www.hostelbookers.com/hostels/romania/bucharest/80480/?&gclid=CPnnlNS3qbgCFYdc3godRnwAHg-

En yakın görülecek yer hostelimize ; Parcul Cişmigiu, Çeşmeci Parkı yani biz de oradan başlıyoruz.Bol bol fotoğraf çekiliyoruz, çekiyoruz, daha uzun süre kalınabilirdi tabi ama zamanımızı iyi kullanmak durumundayız. Sıradaki istikamet Parlamento binası. Kendisi  Pentagondan sonra dünyanın 2. büyük binasıi tabii gelmişken görmeden dönmek olmak, içeride bize rehber eşlik ediyor bir yandan birçok öykü anlatıyor. Devasa büyük binanın içi de gayet görkemli ve büyük... Anlatılan tüm öyküleri hatırlamıyorum bir tanesi var ki pek eğlendik. Dediklerine göre dünya üzerinde karıştırılan en ünlü isim takımı  budapest ve bucharest miş. Şöyle ki Michael Jackson konser için Romanya'ya gelmiş ve Parlamento binasının o ünlü balkonuna bahçede toplanan müthiş kalabalığı selamlamak için çıkmış. Merhaba Bükreş diyeceğine, Merhaba Budapest demiş:=) 
Buna benzer daha onlarca hikaye var bunlardan bir tanesi de fazla  fanatik olmalarıyla ünlü İngiliz taraftarları Macaristan'da oynanacak bir maç için bilet alırlar ama Budapeste yerine Bükreşe gelirler ve stad yerine maçı havaalanında izlemek zorunda kalırlar.
Bina Çavuşesku tarafından yaptırılmış ama Çavuşesku binanın bittiğinin göremeden hayata veda etmiş.
Diyeceğim o ki eğer Bükreş'e gitti iseniz gidilmesi görülmesi gereken yapılardan biri.

Parlamentodan çıkıp taksiye bindik ve Piazza Uniri'ye geçtik. Sanırım bir kaç dükkan gezdikten sonra akşamüstü başlayan "free walking tour"a katılmak için parka geldik ve Semih + Kerimle orada buluştuk. 
Ben bu ücretsiz yürüme turlarını pek sevdim. Konsept olarak yani, bunu bir sivil toplum örgütü gönüllü rehberler aracılığı ile düzenliyormuş. Daha önce hiç duymamış olmam gerçekten garip çünkü Avrupa'da yaygınmış aslında öyle dediler. Rehber zaten o kadar emek harcıyor ki içiniz onun bu işi ücretsiz yapmasına el vermiyor. Turun bitişinde herkes gönlünden koptuğunca bahşiş bırakıyor rehbere.
Neyse saolsun gönüllü rehberimiz bize bir çok şey anlattı, bir çok noktadan geçirdi, o sırada tura katılan yeni arkadaşlar da edindik:) Özellikle Çavuşesku ile ilgili anlattığı hikayeleri dinlerken pek eglendim ben...
Turumuzun bitişi esnasında parkta rahatsızlanan bir kadına yardımcı olmaya çalıştık ambulans gelene kadar yanında kaldık ve sonrasında bize tavsiye ettikleri restorana gitmek için yeni iki arkadaşımızla yola koyulduk. Restoranın adı "La Mama"  oldukça güzel ve pahalı bir mekan gibi görünse de 1 Lei yaklaşık 0.5 TL ettiğinden para açısından avantajlıyız. Euro kullanan ülkelerde yaşadığımız para ruh hali burada neyseki geçerli değil:) Dolayısı ile güzel güzel yemekler seçip afiyetle yiyoruz. Yeni arkadaşlarımızdan biri Hollandalı Avrupa turu yapıyormuş diğeri Amerikalı o da Türkiye'de Erasmus öğrencisiymiş.

Yemek sonrası eski şehre dönüyoruz;  o kadar çok adını duyduk ki "Cara cu bere" ye uğramadan asla olmaz.Orası Bükreş'in en ünlü restoranı. Karnımızı tıka basa doldurduğumuzdan orada yemek yemedik. Bir şeyler içelim dedik. Ama bize tavsiye ettikleri "papanaşi" isimli tatlıyı denedik. Bayıldık diyemem ama fena değil deneyebilirsiniz.


Devamı var...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder