12.10.2010
Yine yollarda yine yollarda..Bu sefer ki kısa bir ayrılıştı İzmir'den..Şimdi ise geri dönmekteyim.Bu yollarda beni hep bir yazma aşkı sarıyor sormayın gitsin! 2.5 günü İstanbul'da , 2.5 günü Tekirdağ'da geçen kısa bir mola. Bir gün öncesinde İzmir'de kısa kollu bluz ve etekle okula gidebilen ben, ertesi sabah uyandığımda açıkçası bu kadar soğuk bir İstanbul beklemiyordum.Hele yağmur hiç beklemiyordum.Evet hava durumu kontrolü yapılabilirdi o zaman böylesine şaşırmazdım. Neyse ki yanıma en azından çizmelerimi almayı akıl etmiştim işte bu yüzden yağmurlu bir İstanbul sabahına indiğimde hemen bez ayakkabılarımın yerini çizmeler aldı..
İlk gün evde sohbetlerle ve tembellikle geçti. Evde kaloriferi yakıp , camdan yağan yağmuru izledik, konuştuk , uyuduk , tv izledik ve yedik yedik..İkinci gün ise birincisinin aksine oldukça yoğun ve yorucu geçti. Üstelik erken başlayıp geç bitti..Sabah yağmurla uyanıp sonrasında bütün planların iptal olma olasılığı - özellikle de konserin iptal olma durumu- beni deli gibi korkutsa da o yağmurda kendimi sokağa attım. İstanbul 'un bu yanını pek sevmiyorum ve beni her seferinde çokça yoruyor.İstediğin yere gitmek için bir dolu araç değiştirmek zorunda kalıyorsun. Gün içinde dolmuş, metro, taksi, otobüs ve vapur da dahil olmak üzere tam 13 kere araç değiştirmişim:S Bu şehirde yaşayan insanlar paralarının çoğunu ulaşıma veriyor olmalılar..Neyse şimdilik bu ulaşım kısmına girmek istemiyorum çünkü güzel ve fazlasıyla dolu bir gündü..
İlk aktivitemiz uzun zamandır görüşmediğim bir arkadaşımla Ortaköy'de köprünün tam altında bir kahvaltı..Yağmur hala yağıyor ve hava da soğuk, tabii ki kapalı mekandayız ve yağan yağmuru izliyoruz. Bir yandan da ben devamlı acaba konser iptal olurmu korkusu içindeyim.Arkadaşım evrene olumlu sinyaller gönderirsen iptal olmaz diyor. Zira şu sıralar fazlasıyla bu felsefeye takmış durumda :) Ben de çok kapalı olan havanın ve önümüzdeki manzaranın yavaş yavaş açılmasındaki kerameti, ettiğim dualarda ve yollamaya çalıştığım pozitif sinyallerde buluyorum:))
*******************
Ufff yine yağmur yağıyor, Çanakkalede'yiz. Aynı İstanbul' daki gibi..Neyse ki aradaki Tekirdağ günleri gayet kuru ve ılık geçti:)
Nerede kalmıştık? Konserin iptal olmasından çokça korkuyordum. Ne konseri bukadar diye merak ediyor olabilirsiniz..Kendisinin Balkan dünyasında oldukça önemli bir müzisyen olduğunu düşünüyorum ve ben de pek severim kendisini:)) Balkan deyince öenmli deyince belki aklınıza birkaç isim gelmiş olabilir ; Ben Goran dan bahsediyorum; Goran Bregovic..Kendisi birkaç yıl önce İzmir'e geldiğinde deli gibi kalabalık olan konser alanına girebilmek için çok çabalamıştık.Konser sonlarına doğru bunu başarmış olsak da konserin tadını pek çıkaramadığımı üzülerek söylemek isterim:( Neyse işte o yüzden Goran 'ı tekrar sahnede canlı izleme durumu beni oldukça heyecanlandırıyor ve haftalardır bu konseri beklemekteyim ve konser için İstanbul'a gelince iptal olsun da istemem doğal olarak ..
*******************
Sanırım Goran konusuna dalmadan önce kahvaltıda kalmıştım.Uzun bir kahvaltı sonrası tabii ki kahve faslı başlar; Bebek'te muhteşem bir boğaz manzarası eşliğinde içilen Türk kahvesi beni mutlu etmeye ve tekrar İstanbul' a aşık etmeye yetti de arttı bile:) İstanbul' a her gelişimde böyle oluyor; bazı anlar geliyor nefret ediyorum ondan ve güzel İzmir'im diye söylenmeye başlıyorum ama herhangi bir şey - bu herhangi bir şey her zaman değişebiliyor - onu yeniden sevdiriyor bana..İşte böyle bir ilişki var aramızda ..Bunu arkadaşımla paylaştığımda kendisi de dahil bir çok kişinin aynı şeyi yaşadığını söyledi.Demek ki bu şehrin karakteri bu ,aynı anda sevip nefrette edebiliyorsun....
********************
Bir baktım yazıyı tamamlayamamısım:( oysa bir aydan fazla olmus oradan döneli , okadar motive gittiğim konseri yazamamısım.. gerek okul yogunlugu gerekse baska baska işler girince yazmaya vakit bulamıyorum bu bir sebep ama diğeri de sanırım tüm gün atışıp durduğum, beni önce "chicago müzikali" ne sonra da Goran Bregovic konserine götürerek bana sanat dolu bir gün yaşatan
arkadaşımın gece sonunda inanılmaz bir yağmur altında ve istanbul gibi biryerde, hem de eve nasıl döneceğimi tam olarak bilemez bir haldeyken gece körü beni mecidiyeköyde bırakmıs olması ...O da yetmezmiş gibi sonraki telefon konusmamızda bana hiç eğlenceli olmadığımı söylemesi ....hahaa evet sanırım gün boyu fazla atıştık ve ben fazla uğraştım sanırım onunla ....böyle olunca da ortaya onun açısından sanırım çok da eğlenceli bir konser çıkmadı:/
Benim için nasıldı derseniz? elimde öncelikle fotoğraf yok hiç ,,olsun isterdim çünkü deli gbi yağan yağmurun altında, cok cok soguk ve rüzgarlı bir havada -ki izmir bir ay sonra bugün bile bukadar soğuk değil - insanlar rangarenk yagmurlukları ve semsiyeleri ile cok güzel bir tablo olusturmuslardı...Oyuzden o anları görüntülemeyi çok çok isterdim.. Hem de yağmur kimsenin umurunda değildi döne döne dans edenler , zıplayanlar , Goran böyle bir hava da bile milleti çoşturmayı tabii ki başardı.
Gel gör ki makineyi yanıma almayı unutmustum ,,hava cok soğuktuuu , ayseden ödünç aldığım eldivenlerle çadırın altında ısınmaya çalışan ben eğlendim , Goran'ı ve ekibi dinlediğim için heyecanlıydım ve benim için güzel bir gündü ama onu eğlendirmeyi başaramamıştım:(!)
Aaa bu arada Ayşelerde güzel bir akşam yemeği yedik ve ben pek sevdiğim Suzan Kardeş'in vokalisti ile tanıstım:)))
Ayrıca Ayşenin gönüllü olarak çalıştıgı Sulukule Platformu'nun burs için yaptıgı 2. el eşya pazarından da çok cici 2 tane yumurtalık aldım, aynı fikri en kısa zamanda biryerlerde hayata geçirmeyi istiyorumm....
ve ardından Tekirdağ , en yakın arkadaşlarımdan birinin nişanı ve ertesinde izmire derslere dönüşş :(
Bu yıl nişan ve düğünlerle geçiyor ,,ama bu konuyu ayrı bir yazımda ele almayı düşünüyorum , zira yeni gözlemlerim var:)
sevgiler
14 Ekim 2010 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder