Üzerinden daha da fazla zaman geçmeden yazmak lazım! Duygular , özlemler , anılar taze iken...
5. dünya gençlik kongresi , istanbul, 147 farklı ülke, 1300 den fazla genç, danslar, müzikler, rengarenk insanlar, farklı diller , kelimeler, dostluklar, arkadaşlıklar, yeniden karşılaşanlar, yeniden buluşulacak olanlar ve say say bitmez yüzlerce kelime daha .. evet abartmıyorum yüzlerce kelime daha sığdırabilirim buraya kongre ile ilgili:)
Neden gerçekleşti, tarihi neydi, amaç neydi , ne oldu ve sonrasında ne olacak gibi sorulara zaten birçok websitesi cevap veriyor olmalı oyüzden ben onları değil de benim için neydi onu yazacağım buraya ...
Son birkaç senedir içinde daha da yoğun olarak bulunduğum uluslararası olayların ağırlıklı olarak Avrupa kıtasını kapsadığını söylemeliyim. ( Neden mi? Şöyle ki, Avrupa Komisyonu tarafından desteklenen bir gençlik programı var ve biz de bu program çervesinde bazı çalışmalar yapıyoruz. - Eğer programla ayrıntılı bilgi almak isterseniz www.genclik.gov.tr ye bakabilirsiniz-)
O yüzden tüm tüm dünyadan katılımcıların olacağı bu kongre benim için farklı bir fırsattı. Avrupa ile çalışmaktan şikayetçi değilim yanlış anlaşılmasın...Ama neden dünya görüşümüzü Avrupa ile sınırlayalım ki? Zaten o zaman dünya görüşü olmaz değil mi? :P
Neyse uzatmayayım , 27 temmuz - 12 agustos tarihleri arasında İstanbul Yıldız Teknik üniversitesi Davutpaşa kampüsünde bu söylediğim devasa rakamdaki insanla beraberdim. Nasılmıydı?
cok cok cok farklı, eğlenceli, stresli, rengarenk ve kalabalıkk..
Bir gördüğün ve tanıstıgın insanı tekrar görmek için birkaç gün geçiyor olması komik değil mi? Daha önce başka başka yerlerde karşılaştığın insanlarla tekrar karşılaşmak da çok sevindirici:)) İstanbul da bir ay önce bir eğitimde tanıştığım Elodie,geçen yaz yunanistanda bir eğitimde tanıştığım Maria :) Dünya mı küçük yoksa gercekten gitgide globallesen bir köyde mi yaşıyoruz gerçekten? Keşke öyle olabilseydi belki ozaman insanlar renkleri, dilleri, dinleri , geçmişleri yüzünden kavga etmezlerdi belki.. -Neyse bunlar derin mevzuular bunlara girmeyelim şimdilik-
Ben de kızancıklarımı peşime takıp -tesadüfe bakın ki - memleketim olan Tekirdağ'a doğru yola koyuldum. Otobüsün yarısını dolduran bir grup; içinde 4 türk , 2 arjantinli, 2 polonyalı, 1 sudanlı, 1 endonezyalı, 1 amerikalı, 2 romanyalı, 1 italyan, 1 meksikalı, 1 kolombiyalı ,1 karadağlı, 1 azeri, 1 sırp, 1 yemenli ,1 estonyalı, 1 vietnamlı diye uzayan bir liste düşünün ,,her daim elimde olan bu liste acaba herkes otobuste mi,herkes uyandı mı , yemekte mi aktivitede mi diye defalarca kontrol edilmekten üzerine alınan notlardan , son günlerde artık paçavraya dönmüştü.
Böyle ülke ülke sayınca fıkra başlangıcı gibi oldu ama bu daha uzunu oyüzden zaten bir fıkaradan daha uzun yazılar dökebiliyorum buraya ..Asla milliyetleri yazarak ayrımcılık yapıyormuşum gibi algılansın istemem sadece ne kadar farklı ve renkli bir gruptuk onu vurgulamak istedim , zira insan insandır benim için , nereden olduğu , dini, rengi, cinsiyeti ya da cinsel yönelimi, dili ya da herhangi bir özelliği ona ayrımcılık yapılacak bir noktaya getiremez beni.. Evet farklıydık ve farklı diyarlardandık ve bu bizi zenginleştirdi , neler neler öğrendik , herbirimiz farklı insanlar olduk belki de bu deneyimden sonra ... Abarttığımı düşünenler olabilir sadece anlatmaya çalıştığım şey ne yaşarsak yaşayalım bir daha eskisi olamayacağımız, iyi ya da kötü ama bu deneyim bizim için iyi olanlardandı.
devamı gelecek..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder